Maymun Çiçeği Hastalığı
Maymun çiçeği hastalığı maymunlarda ilk defa 1958’de tespit edildi. İnsanlarda ilk olgu 1970 yılında Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nde görülmüştür. Afrika dışındaki ilk maymun çiçeği salgını 2003 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde görülmüştür. Hayvanlardan insana ya da insandan insana damlacık ve temas yolu ile bulaşabilir. Genel olarak Afrika kıtasında görülmekle birlikle ,vaka sayısı birkaç yüz olarak tahmin edilmektedir. Diğer kıtalara enfekte hayvan ve insanlar ile taşınmış ve sınırlı vakalar görülmüştür.
Hastalık etkeni, Maymun çiçeği virüsü, poxviridae ailesinin orthopoxvirus cinsine ait zarflı, çift sarmallı bir DNA virüsüdür. Virüsün iki genetik bölümü vardır: Orta Afrika (Kongo Havzası) ve Batı Afrika. Kongo havzası bölümü ,hastalık şiddeti ve bulaşıcılık olarak daha fazladır.
İlk defa Afrika dışında bir hafta içerisinde görülen vaka sayısı Afrika dışında görülen toplam olgu sayısını aşacak kadar artmıştır. Bu durum Dünya Sağlık Örgütü ve bilim camiasının dolayısı ile basının dikkatini çekmiştir.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), maymun çiçeği salgının nedeni ve kapsamını araştırdıklarını belirterek şimdilik 11 ülkede teyit edilmiş 80 vaka olduğunu açıkladı. Olguların büyük kısmı İspanya, Portekiz, İngiltere ve Kanada’dadır. Bu olguların kaynağı tam olarak tespit edilememiştir.Afrika dışında görülen vakalarda ilk bulgular ,Batı Afrika alt tipi olduğuna işaret etmektedir.
Hastalığın adı nedeniyle sadece maymunlardan geçtiği sanılsa da hastalık primatlar , kemirgenler (sincap, sıçan, fare ),insanlar aracılığı ile bulaşabilir.
Hayvanlardan insanlara bulaşma, ısırık, tırmalama, hayvanın kan ve vücut sıvıları ile veya etiyle temas, lezyonlara direkt temas veya tüm bunlarla kirlenmiş eşyalar ile indirekt yolla gerçekleşebilmektedir.
İnsandan insana bulaşma ise esas olarak büyük solunum salgısı damlacıkları ile olmaktadır. Damlacıklar büyük olduğundan uzun süre ve yüz yüze temas gerekmektedir. Yine enfekte insanların kan ve vücut sıvıları ile temas etmek bulaşmaya yol açabilir. Cilt bütünlüğü bozulmuş deri ya da mukozalar ile bulaşma olabilmektedir. Kesin kanıt olmamakla birlikte cinsel yol ile bulaşma riski vardır.
Belirtiler, virüs ile temas ettikten sonra ortalama 6-13 gün sonra ortaya çıkar. (Kuluçka süresi: enfeksiyondan semptomların başlangıcına kadar olan aralıktır. Bu süre 5 ila 21 gün arasında değişebilir)
Hastalığın ilk döneminde (1 ila 5 gün) ateş, halsizlik, öksürük, lenfadenopati (lenf bezlerinin şişmesi), yoğun baş ağrısı, sırt, boğaz ve kas ağrıları görülür. Bu hastalık için lenfadenopati ayırt edici özelliktir. Çünkü diğer döküntülü hastalıklar ((suçiçeği, kızamık, çiçek hastalığı)) ile başlangıçta benzer yakınmalar görülmektedir. İkinci dönem ise ateşin başlamasından yaklaşık 1-3 gün sonra başlar. Bu dönemde deri döküntüsü gözlenir. Döküntüler vücutta gövdeden fazla kol ,yüz, bacaklarda görülür. Mukozalar ve korneada görülebilir. Lezyonlar önce ciltte kızarıklık (makül) şeklinde görülür, sonra bu kızarıklık kabarık görünüme gelir (papül).Bu lezyonlar ,uçuktaki gibi içi sıvı dolu (vezikül) lezyonlara dönüşür, sonrasında içerideki berrak sıvı iltihaplı görünüm kazanır (püstül) .Bu lezyonlar sonrasında kabuklanır, kuruyup dökülür. Lezyon sayısı hastadan hastaya değişmektedir. Hastalık 2 -4 hafta arasında sürer ve kendini sınırlar. Çocuklarda hastalık daha ağır seyredebilmektedir. Hastanın genel sağlık durumu hastalığın şiddetini etkilemektedir.
Maymun çiçeği komplikasyonları arasında sekonder enfeksiyonlar, bronkopnömoni, sepsis, ensefalit ve kornea enfeksiyonu (görme kaybına neden olabilir) sayılabilir. Son zamanlarda vaka ölüm oranı %3-6 civarında olmuştur.
Maymun Çiçeği Hastalığının belirtisiz (asemptomatik) hastalık yapmadığı düşünülmektedir. Belirtilerin görülmesi ve erken karantina önlemleri alınması, hastalığın yayılmasını engelleyeceğinden ,Covid-19 kadar yayılmayacağı düşünülmektedir.
Maymun çiçeği hastalığı taşıyan , hayvan veya kişilerle temas etmiş olanlar, 21 gün boyunca belirti ve bulgular açısından izlenmelidir.
Cilt lezyonlarından elde edilen numuneler, PCR (polimeraz zincir reaksiyonu) testi ile virüse ait DNA’nın tespit edilmesi ile tanı konulabilir.
Maymun çiçeği virüsü enfeksiyonu için kanıtlanmış, güvenli bir tedavi şu an için yoktur. Bununla birlikte tedavide sidofovir, brinsidofovir, tekovirimat (ST-246) isimli antiviral ilaçlar ve çiçek immünoglobulini kullanılmıştır.
Hastalıktan korunmak için farkındalık yaratmak gereklidir.Dünya Sağlık Örgütü Afrika’daki verilerden yola çıkarak çiçek aşısının maymun çiçeğinden %85 kadar koruma sağlayacağını bildirmektedir. Ancak çiçek aşısı 1980’den beri uygulanmamaktadır.ABD’de maymun çiçeği hastalığı için kullanılmak üzere 2019 yılında FDA tarafından onaylanmış zayıflatılmış (atenüe) aşı JYNNEOS (Imvamune ve Imvanex adları ile de bilinmektedir) isimli aşı bulunmaktadır.
Hayvanlardan bulaşmayı engellemek için yabani hayvanlardan, hasta veya ölü hayvanlardan kaçınılmalıdır. Bunların etleri, kanları ve diğer kısımları dahil, korunmasız temas edilmemelidir.Hasta kişilere çiçek aşılı kişiler bakım vermeli, damlacık ve temas ile bulaşmaya karşı standart önlemler alınmalıdır.21 Mayıs 2022 itibariyle henüz ülkemizde bir olgu tespit edilmemiştir. COVID-19 gibi bir pandemiye yol açması pek beklenmemektedir. Sağlıklı günler dileriz.