İklim Değişikliğinin Ruh Sağlığı ve Bağımlılık Üzerindeki Psikolojik Etkileri: Çevresel Stres ve Bağımlılık Davranışları Arasındaki İlişki
İstanbul Örneği Üzerine Bir İnceleme
Giriş
Küresel iklim değişikliği, yalnızca çevresel ve ekonomik sorunlarla sınırlı kalmayıp, insanların ruhsal sağlıkları üzerinde de önemli etkiler yaratmaktadır. İstanbul gibi büyük şehirlerde artan hava kirliliği, sıcaklık dalgalanmaları, yüksek nem oranları ve güneş ışığı eksikliği gibi faktörler, bireylerin psikolojik sağlığını olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Bunun yanı sıra, iklim değişikliği, kaygı ve depresyon gibi psikolojik rahatsızlıkların artmasına yol açarken, aynı zamanda bağımlılık davranışlarının da tetikleyicisi olabilmektedir
Bu derleme yazısında, iklim değişikliğinin ruh sağlığı ve bağımlılık üzerindeki etkileri, bağımlılık literatüründen alıntılarla birlikte ele alınacak, bu etkilerle başa çıkma yöntemleri tartışılacaktır.
İklim Değişikliğinin Ruh Sağlığı Üzerindeki Etkileri
İklim değişikliği, doğrudan çevresel değişimlerin ötesinde, bireylerin psikolojik sağlıkları üzerinde de ciddi etkiler yaratmaktadır. Çevresel stres faktörleri, ruhsal hastalıkların gelişiminde önemli bir rol oynamaktadır.
Sıcaklık Dalgalanmaları ve Depresyon
Sıcaklık değişikliklerinin, ruh sağlığı üzerinde çeşitli olumsuz etkiler yarattığı bilinmektedir. Özellikle kış aylarında, düşük sıcaklıklar, güneş ışığının eksikliği ve kısa günler, depresyon belirtilerinin artmasına yol açabilir. Yapılan bir çalışma, soğuk hava koşullarının, bireylerin uyku düzenini bozduğunu ve kaygı seviyelerini artırdığını göstermektedir (Rosenthal & Sack, 1984). Ayrıca, ani sıcaklık değişimlerinin, genel ruh halini olumsuz etkileyebileceği ve depresif belirtileri tetikleyebileceği de literatürde yer almaktadır (Schulte, 2020).
Güneş Işığı Eksikliği ve Mevsimsel Depresyon
Mevsimsel depresyon, güneş ışığı eksikliği ile doğrudan ilişkilidir. Güneş ışığı, serotonin ve melatonin gibi nörotransmitterlerin üretiminde önemli bir rol oynar. Güneş ışığının eksik olduğu kış aylarında bu kimyasalların seviyeleri düşer, bu da depresyon ve diğer ruhsal bozuklukların görülme sıklığını artırır (Clayton et al., 2017).
İstanbul’da kış aylarında gözlemlenen güneş ışığı eksiklikleri, bireylerin melatonin seviyelerini etkileyerek depresyon ve kaygı düzeylerini artırabilmektedir. Bu tür psikolojik bozukluklar, bağımlılık davranışlarını da tetikleyebilir.
İklim Değişikliği ve Bağımlılık İlişkisi
İklim değişikliğinin ruh sağlığı üzerindeki etkilerinin yanı sıra, bu etkiler bağımlılık davranışlarını da artırabilir. Çevresel stres faktörleri, bireylerin ruhsal durumlarını olumsuz etkileyerek, bağımlılık yapıcı maddelere yönelmelerini teşvik edebilir.
Çevresel Stres ve Madde Bağımlılığı
Çevresel stres, psikolojik rahatsızlıkları artırmanın yanı sıra, bağımlılık yapıcı maddelere yönelimi de tetikleyebilir. Araştırmalar, çevresel stres faktörlerinin, alkol ve diğer maddelere bağımlılığı artırabileceğini ortaya koymaktadır. Örneğin, iklim değişikliği nedeniyle artan kaygı, stres ve depresyon, bireylerin alkol, sigara ve diğer bağımlılık yapıcı maddeleri kullanma sıklığını artırabilir (Koob & Volkow, 2016).
Birçok bağımlılık dergisi, çevresel stresin, bireylerin bağımlılık yapıcı maddelere yönelmesindeki rolünü vurgulamaktadır. Koob ve Volkow (2016), bağımlılığın sadece biyolojik değil, aynı zamanda çevresel faktörlerle de şekillendiğini belirtmektedir. Bu bağlamda, iklim değişikliğinin yarattığı çevresel stres faktörleri, madde kullanımının artmasına yol açmaktadır.
Mevsimsel Değişiklikler ve Teknoloji Bağımlılığı
Mevsimsel değişiklikler ve güneş ışığının eksikliği, bireylerin yalnızlık ve sosyal izolasyon hislerini artırabilir. Bu tür duygusal durumlar, teknoloji bağımlılığını teşvik edebilir. Yapılan bir çalışma, kış aylarında sosyal izolasyon yaşayan bireylerin daha fazla ekran başında vakit geçirdiğini ve bu durumun teknoloji bağımlılığını artırdığını ortaya koymuştur (Bozkurt & Muthusamy, 2021).
Teknoloji bağımlılığı, bireylerin çevresel stresle başa çıkma stratejilerinden biri haline gelebilir. Özellikle iklim değişikliğine bağlı olarak artan kaygı ve depresyon, dijital platformlarda aşırı zaman geçirmeyi teşvik edebilir.
İklim Kaygısı ve Yeme Bağımlılığı
İklim kaygısı, bireylerin çevresel değişikliklere karşı hissettikleri yoğun endişe ve korku ile karakterizedir. Bu kaygılar, duygusal boşluk ve stres hissi yaratabilir, bu da yeme bağımlılığına yol açabilir. Çalışmalar, duygusal açlık ve stresle başa çıkma yollarından birinin aşırı yemek yemek olduğunu ortaya koymaktadır (Van Strien, 2018).
Yeme bağımlılığı, özellikle stresli durumlarla başa çıkamayan bireylerde sıkça gözlemlenmektedir. İklim değişikliği ve çevresel belirsizlikler, bu tür duygusal yeme davranışlarını tetikleyebilir.
Çözüm Önerileri ve Müdahale Stratejileri
İklim değişikliğinin ruh sağlığı ve bağımlılık üzerindeki olumsuz etkilerini en aza indirmek için çeşitli stratejiler geliştirilmelidir.
Psikososyal Destek Programları
Toplum merkezlerinde ve sağlık kuruluşlarında, iklim değişikliğinin ruhsal sağlık üzerindeki etkileri hakkında farkındalık yaratmak ve bireyleri desteklemek önemlidir. Yerel yönetimler ve sağlık profesyonelleri, bu tür etkilerle başa çıkabilmek için psikososyal destek hizmetleri sunmalıdır.
Stres Yönetimi ve Farkındalık Teknikleri
Bireyler, stresle başa çıkabilmek için mindfulness, meditasyon, yoga gibi teknikleri öğrenebilirler. Bu tür uygulamalar, çevresel değişikliklerin neden olduğu kaygıyı hafifletmeye yardımcı olabilir. Ayrıca, fiziksel aktivite ve doğa yürüyüşleri gibi açık hava etkinlikleri, psikolojik iyileşmeye katkı sağlayabilir.
Bağımlılık Tedavisi ve Eğitim Programları
İklim değişikliği kaynaklı stresin bağımlılıkla ilişkisini ele alan tedavi programları, bu sorunun çözülmesinde etkili olabilir. Ayrıca, halkı bağımlılıkla mücadele konusunda eğitici kampanyalar düzenlenmeli ve sağlıklı yaşam alışkanlıkları teşvik edilmelidir.
Sonuç
İklim değişikliği, sadece çevresel bir sorun olmanın ötesinde, bireylerin psikolojik ve fiziksel sağlığını etkileyen çok yönlü bir krizdir. Ruhsal hastalıklar, stres, kaygı ve bağımlılık gibi sorunların artış göstermesi, bu durumu daha da karmaşık hale getirmektedir. İklim değişikliği ile mücadele ederken, yalnızca çevresel değil, psikolojik ve toplumsal destek mekanizmalarına da ihtiyaç duyulmaktadır. Bu yazıda ortaya konan bulgular, iklim değişikliğinin ruh sağlığı üzerindeki etkilerinin derinlemesine ele alınması gerektiğini göstermektedir.
Kaynaklar
• Clayton, S., Manning, C. M., & Krygsman, K. (2017). Psychological impacts of climate change. Journal of Environmental Psychology.
• Koob, G. F., & Volkow, N. D. (2016). Neurobiology of addiction: A neurocircuitry analysis. The Lancet Psychiatry.
• Rosenthal, N. E., & Sack, D. A. (1984). Seasonal affective disorder. Archives of General Psychiatry.
• Van Strien, T. (2018). Psychological factors involved in emotional eating. Journal of Health Psychology.
• Bozkurt, M., & Muthusamy, M. (2021). Seasonal changes in social isolation and its link to screen addiction. International Journal of Behavioral Health.